Reklam

SİVAS MUALLİM MEKTEBİ TARİHÇESİ- Talip Mert

 

sivas . ok eski 9












 Sivas Muallim Mektebi

ARAŞTIRMACI:  TALİP MERT BEYİN ARAŞTIRMASIDIR.

Sivas Öğretmen Okulu (dârulmuallimîn) 1882 (Rûmî 1298)’de eğitim, öğretim faaliyetlerine başlamıştır. İlk açılışla ilgili henüz bir belge bulunamadı. Ama Osmanlı Arşivi’nde bulunan 10 Ağustos 1883 tarihli bir belgede “Sivas’ta küşâd edilmiş (açılmış) olan ilkokul öğretmenliği okulunun (dârulmuallimîn-i sıbyan) maaşının mahallinden (vilayet bütçesinden) verilmekte olduğundan…” [1] cümlesi 1882 tarihini doğrulamaktadır. 11 Nisan 1885 tarihini taşıyan diğer bir belgede ise “… Sivas’ta yeni açılmış dört adet ilk mektep ile dârulmuallimîne tayin olunan muallimlerin isimleri, maaşları ve sâir masrafları…” [2] bilgisi yer almaktadır. Ama burada bahsi geçen muallimlerin isimleri belgede yoktur. Bu okulun ilk resmî adı “Darulmallimîn-i İbtidâi: İlk Öğretmen Okulu”dur. İlkokul öğretmeni yetiştirmek için kurulmuştur. Eğitim süresi dört yıldır. Bu okulla ilgili bulunabilen en eski ayrıntılı belge 1884 yılının Ağustos-Eylül-Ekim aylarına ait bir öğrenci devam cetvelidir. Bu cetvele göre II, III ve IV. sınıflarda toplam 57 kişinin okuduğu görülüyor. Listede I. Sınıf yoktur. Bugün de yapılabildiği gibi muhtemelen okula imtihanla alınan çocuklar başarılı bulunup II. sınıftan başlatılmıştı.

sivas . ok eski 5

Sivas Muallim Mektebi

Devamını okumak için  tıklayın:

 

 

 

1884 (Rumî 1300)’te okulun başöğretmeni dolayısıyla bu okulun da kurucusu Hafız Mehmed Râsih Efendi’dir. [3] Râsih Efendi “Edirne Müderrisi” rütbesini hâiz aslen medreseli bir zattır. [4] Bu tarihlerde darulmuallimînin fark derslerini verip dışarıdan bitirebilenlere veya hem medrese, hem de darulmuallimîne bizzat devam edip mezun olanlara bu okullarda görev verilebiliyordu. Aksi takdirde medrese tahsili, medrese icazeti ile bu okullarda görev almak mümkün değildi. Darulmuallimîn şehadetnamesi (diploması) almak mecburiyeti vardı.

1901 tarihli bir belgede “Sivas Darulmuallimîni’nin 19 yıllık, Sivas İdadisi’nde ise Edebiyat, Ahlak ve Farisî Muallimi Mehmed Rasih Efendi” ifadesi hem Rasih Efendi’nin kıdemine hem de yukarda sözü edilen okulun kuruluş tarihine yeni bir ışık tutmaktadır. [5]

Mehmed Rasih Efendi, 1914 yılında da Sivas İlk Öğretmen Okulu’nda muallim-i evveldir (başöğretmendir). Rasih Efendi gibi bu okulda 32 sene görev yapmış herhalde ikinci bir kimse de yoktur. Sivas İdadisi (lise) ile öğretmen okulu arasında mekik dokuyan Rasih Efendi bazen oraya tayin olmuş bazen da orada derslere girmiştir.

sivas . ok eski 3
Sivas Muallim Mektebiidarecileri

Bu tarihlerde bulunan belgelerde medreselilerin yeni açılan bu mekteplere çok değer verdiği; gelişmesi, çoğalması için öncü oldukları görülüyor. Bu konuda arşivde binlerce belge vardır. Bu anlayış ve gayret özellikle rüşdiyelerin (ortaokul) açılmasında çok dikkat çekmektedir. O kadar ki liselere göre daha sade binalarda eğitim veren bu okulların en az yarısı her bölgede yaşayan vatandaşların katkısı ile açılmıştır. Buna dair tomar tomar vesika bulunmaktadır. Bunun bize en yakın, en canlı ve apaçık örneği Sivas Rüştiyesi’dir. Sivas Rüştiyesi’nin binası Sivas halkının eseri, Sivas halkının yeni eğitim anlayışına duyduğu özlemin bir meyvesidir. Kaldı ki o tarihlerde Sivas’ta faal olan dört medrese, yirmi civarında sıbyan mektebi vardı. Ve eğitim yönüyle de Sivas Osmanlı Devleti’nin en şanslı eyaletlerinden birisiydi. Sivas’ta rüşdiyenin açılması için verilen 75 imzalı dilekçede Sivas müftüsü, Sivas kadısı, iki dergâhın şeyhi, ulemadan da on kişinin imzası vardır. [6]

Sivas eğitim tarihine ismi altın harflerle yazılması gereken iki kişi varsa birisi mutlaka Nâib (kadı vekili) Abdülaziz Efendi’dir. Abdülaziz Efendi’nin 1894’te Sivas’ta yaptığı maarif (eğitim) hizmeti günümüzde bile gıbta edilecek bir seviyededir. Kaldı ki bugünkü Sivas’ın refah seviyesi o zamanla mukayese edilmeyecek derecede kat kat artmıştır. Sivas Eğitim Müdürlüğü bakanlığa yazdığı bir yazı ile Abdülaziz Efendi’nin bu hayırlı hizmetine karşılık bir kadro talep etmiş, bu talebe bakanlıktan şu cevap gelmiştir:

“Bu gibi güzel hizmeti görülen ikinci (yedek) öğretmenlerin rüus (kadro) ile taltifleri Sivas maarif müdürlüğünün yazısına nazaran… Naib [Abdülaziz] Efendi’nin mesâisiyle mahallî mekteplerin gelişmesine karşılık olmak üzere yirmi adet dükkân inşa olunarak yıllık 10.000 kuruştan çok gelir hâsıl olduğundan [nâib efendinin] şevk ve gayretinin meyvesi olmak üzere münasip bir rüûs ile taltifinin Meşihat (Şeyhülislamlık makamı)’a bildirilmesi uygun ise de ilk önce yapılan işbu dükkânların senetlerinin nezaret (bakanlık) adına [tescil ve] gönderilmesi lazım geleceğinin cevaben yazılı olarak bildirilmesi (iş‘ârı) 23.08.1894.” [7]

DARULMUALLİMÎNİN İLK ÖĞRENCİLERİ (ŞÂKİRDÂNI)

Yukarıda sözü edilen 1884 tarihli belgede isimleri yazılı olanlar liste halinde verildi. Okudukları dersler ve devam edip etmedikleri günler yazılmadı. Listeden de anlaşılacağı üzere bugün bu ailelerin pek çoğu Sivas’ta veya başka illerde yaşamaktadırlar. Atalarını merak edenlere, burada ismi geçen zevatın torunlarına bir ipucu olabilir. Bu liste son zamanlarda atalarını aramak modasına uyanlar için de küçük bir rehberdir.

Bu liste aslında 73 kişi iken bunlardan on altısı okulu terk ettiğinden isimlerinin burada yer almadığı kaydı da mevcuttur. Dolayısıyla bu listede geri kalan 57 kişinin adı yazılmış bulunmaktadır.

sivas . ok eski 1

Kız öğretmen okulu öğrencileri okul bahçesinde yemek yerken

sivas . ok eski 10



Sivas Muallim Mektebi Sporcuları  M. Necati Güneş ArşiviDördüncü sene şâkirdanı


Oturakçıoğlu Ahmed Efendi

Penbecioğlu Abdurrahman Ef.

Vahab-zade Nuri Ef.

Vahab-zade Tevfik Ef.

İcareci-zade Bekir Efendi

Kürtoğlu Osman Ef.

Kemahlıoğlu Ömer Efendi

Benlioğlu Bahaddin Ef.

Çavdaroğlu Ömer Ef.

Ekmekçioğlu Nuri Ef.

Halilbayraktaroğlu Sabri Ef.

Hacıibrahimoğlu Mehmed

Bekirbaşoğlu Hafız Ahmed

Coşkun-zade Kâmil Ef.

Müezzinoğlu Mahmud Ef.

Karahafız-zade Hafız Ahmed

Dervişoğlu Hasan Efendi

Fakınoğlu Hamdi Efendi

Karslıoğlu Şevket Efendi

Bozmahmudoğlu Mehmed

 

Üçüncü sene şâkirdanı

Zaimoğlu Hafız Nuri Ef.

Halilbayrakdaroğlu Şükrü

Deliceoğlu Ali Efendi

Hancıoğlu Hacı Efendi

Mısırlıoğlu Mustafa Ef.

Salihoğlu Mehmed Ef.

Aşçıoğlu Ali Efendi

Şemseddinefendi-zade Nuri

Benlioğlu Mehmed Ef.

Çürüklüoğlu Ahmed Ef.

Alemdaroğlu Aziz Efendi

Hacıalioğlu Hüseyin

Karakürtoğlu Mustafa Ef.

DânişoğluAhmed Ef.

  Paçacıoğlu Tahir Efendi

  Şakirefendi-zade Hamdi

  Afşaroğlu Said Efendi

 Ali Efendi-zade Hasan

  İkinci sene şâkirdanı

 

 Kerimoğlu Mehmed Ef.

 Torun-zade İsmail Ef.

 Tefsirî-zade Bahaddin Ef.

 Boşnak-zade Abdulgafur Ef.

  Tırnakçıoğlu Osman Ef.

  Karslıoğlu Süleyman Ef.

  Fakihoğlu Abdülkadir Ef.

  Bıyıkoğlu Azmi Efendi

 Vahaboğlu Hakkı Efendi

  Göğdünlü-zade Tahsin Ef.

 İcarecioğlu Şükrü Ef.

 İcarecioğlu Feyzullah Ef.

 Delihüseyinoğlu Yusuf Ef.

 Hastaoğlu Ali Efendi

 Hızıroğlu Turan Efendi

 Caniklioğlu Mehmed Ef.

  Behramoğlu Mustafa Ef.

 Demircioğlu İbrahim Ef.

  Berberoğlu Mehmed Ef.

 Mütevelli-zade Mehmed Kamil

 Hacıhafızefendi-zade Hamdi

 Kayışimamoğlu Mehmed Ef.

  Kahvecioğlu Ahmed Efendi

 Karamollaoğlu Abdülkadir Ef.

  Fertellioğlu Fethullah Ef.


Bu listenin altında Mehmed Rasih Efendi’nin “… Darulmuallimîn-i sıbyan (ilk öğretmen okulu) talebesinin 300 senesi Ağustos (13.08.1884) ibtidasından (başından) Teşrin-i Evvel’i (Ekim) gâyesine (sonuna) kadar üç mâh (ay) zarfında vuku bulan devam ve adem-i devam (devamsızlık)… Cetveli tanzim olunarak Maarif Nezaret-i Celîlesi’ne takdim kılınmıştır. 20.12.1884 (08 Kânun-i Evvel 300).” ibaresi yazılmış açıklaması vardır.

1890’da öğretmen okulunun 40 öğrencisi olduğu görülüyor. Bu tarihe kadar mezun olanlar ise 70 kişi olup bunlardan 25’i vilayet merkezinde, 25’i civar kazalar ile bazı köylerin ilkokul öğretmenliklerinde… 1’i Şebinkarahisar ilk mektebinde, 1’i merkez rüştiyesi hüsn-i hat muallimliğinde, 5’i İstanbul’da, 4’ü meslek değiştirmiş üçü ise tekrar okumak için medreseye gitmekteymiş. [8]

 

Öğretmen Okulunun 1898 (1314) Mezunları

Adı

Baba Adı

Mahallesi

Doğum tarihi

Çalıştığı yer

Gediklioğlu Hafız Ahmed Efendi

G. Mehmed Ağa

Yahyabey

1295

Henüz görev almamıştır.

Hacıbozoğlu Mesud Efendi

H. İsmail Ağa

Tokat’ın Kominat Nahiyesi

1295

Aziziye, Viranşehir Nahiye merkezi Hamidiye İbtidaisi

Şamiloğlu Hafız Mehmed Efendi

Ş. Sadeddin Efendi

Şeyhçoban

1296

Tonus’un Gümrük Nahiye merkezi Hamidî İbtidaisi

Sakamahmudoğlu

Mehmed Efendi

S. Mahmud Ağa

Çavuşbaşı

1296

Bünyad-ı Hamid Kazası’nda Sarıoğlan Nahiyesi H. İbtidaisi

Umurosmanoğlu

Mehmed Efendi

U. Ali Ağa

Ece

1292

Elbeyli, Menşürlü Nahiye merkezi H. İbtidaisi

Çaputçuoğlu Mustafa Efendi

Ç. İbrahim Efendi

Küçükminare

1296

Henüz görev almamıştır.

Üç yüz on dört senesi (1898) Sivas Dârulmuallimîn-i İbtidâiyesi’nden me’zuniyet şehadetnamesi ahz eden (alan) talebenin yukarıdaki cetvelde gösterildiği gibi… İsim ve künyelerini ve sâir özel hallerini gösteren cetvel tanzim edilerek takdim kılındı. 10 Mart 1315 (22.03.1899).

 Sivas Darulmuallimîn Muallimi ed-Dâi

 Mehmed Rasih [9]

Gerek Sivas Dârulmuallimîn’i ve gerekse Sivas Dârulmuallimatı’nın ilk binalarının yeri ve teşkilatı hakkında henüz net bilgi bulunamadı.

1893’te boşaltılıp yeni yapılan lise binasına taşınan Sivas Rüşdiyesi’nin Dârulmuallimîn’e verilmesi için bir çaba gösterildiği arşiv belgelerinde görülmekle beraber bu tarihten 1912’ye kadar okulun yeri hakkında yine hiçbir bilgi ve belge çıkmadı. 1912 tarihli bir belge adres olarak değilse bile Sivas Öğretmen Okulu’nun binası hakkında şu bilgileri vermektedir:

“Sivas Dârulmuallimîni’nin yatılıya çevrilmesi münasebetiyle aylık 250 [yıllık 3000] kuruş bedel ile kiralanmış olan bina talebeyi almayacağı gibi diğer münasip bir ev de bulunamadığı cihetle mecburen inas rüşdiyesi (kız ortaokulu) binasına nakledilmiş ve inas rüşdiyesi için dahi yıllık 40 lira [4104 kuruş] bedel ile bir hane kiralanmış olduğundan darulmuallimîn kirasının üst tarafının ödenmesi maarif müdürünün 15 Mayıs 1912 tarih ve 41 numaralı yazısında belirtilmekle aşağıdaki karar alınmıştır.” deniliyor ve 3000 kuruşun bu işe tahsisine izin verilemeyeceği 4104 kuruşluk inas rüşdiyesi tahsisatı için ise ibtidai (ilkokul) harcamalarından arta kalacak bir paranın mahsubu yoluna gidilmesi tavsiye edilmektedir. [10]  

DARULMUALLİMÎNİN HOCALARI

Sivas Darulmualliminîn’in ilk hocası ve aynı zamanda müdürü Hafız Mehmed Râsih Efendi’dir. Rasih Efendi’den sonra müdürlük görevine Adil Bey isminde bir zat gelmiştir. Adil Bey’den sonra Mahmud Kazım Bey burada müdürlük yapmıştır. Daha sonraki yıllarda ise Balıkesir’den gelen ve sonra tekrar Balıkesir’e dönen Hasan Ferid Bey’i darulmuallimîn müdürü olarak görüyoruz.

 

Okulun Temel Atma Töreni

Sivas’ın bu vakur ve asil eğitim kurumu 1916’da şimdiki taş binasına taşındı. Bir zaman “Dârulmuallimîn” adıyla eğitim faaliyetlerinde bulundu. 1920’li yıllarda “Erkek Muallim Mektebi”, 1930’lu yılların ortalarından 1973’e kadar da karma “Öğretmen Okulu” olarak hizmet verdi. 1973’te iki yıllık eğitim enstitüsü olan bu müessese bugünlerde ise “Selçuk Anadolu Lisesi” adıyla başta Sivaslı gençler olmak üzere farklı yerlerden gelen öğrencileri ağırlayan, onları daha parlak bir istikbale hazırlayan bir eğitim yuvasıdır. Bu tarihi okulun temelinin atıldığı günlere doğru uzanacak olursak şu bilgilerle karşılaşıyoruz.

Önce bu binanın yapılışının gerçek bir mucize olduğunu ifade edelim. Çünkü binanın temelinin atılmasından tam 10 gün sonra Osmanlı Devleti seferberlik ilan etti. Seferberlik (I. Dünya Savaşı) Osmanlı Devleti’nin kendisine öteden beri ömür biçen düşmanlarıyla dört sene boyunca toptan bir kavgaya girmesiydi. Bir yandan mekteb inşaatı devam ederken diğer yandan Osmanlı orduları Sarıkamış’ta, Çanakkale’de, Irak’ta, Filistin’de, Makedonya’da Galiçya’da sadece düşmanlarıyla değil açlık, sefalet ve bulaşıcı hastalıklarla da savaşıyordu. Sarıkamış ve Galiçya’da donarak, Filistin ve Hicaz’da ise yanarak ölüm kalım mücadelesi veriyordu…

Sivas Dârulmuallimîn’i işte en kısa özetiyle yukarıdaki şartlarda; yani tam bir kar, bora, fırtına ve âfetin hâkim olduğu şartlarda inşa edildi. Bütün imkânsızlıklara rağmen devlet bu binayı inşa ettirdi. Hem de yontma taştan, insanın gözünü ve gönlünü okşayan, kale gibi sapsağlam olarak. Sadece Sivas’ta değil ülkenin pek çok yerinde savaşa rağmen bu tür binalar yapıldı ve bitti.

İlk Harcın Atılması

Darulmuallimîn’in sözü edilecek temel atma töreni ile ilgili bilgiler 1880-1927 yılları arasında Sivas’ta valilikçe yayınlanan “S i v a s” gazetenin 23 Temmuz 1914 tarihli (Rumi 10 Temmuz 1330) 1353. sayısında yer almaktadır. Bu tarih aynı zamanda II. Meşrutiyet’in 6. yıldönümüdür. II. Meşrutiyet’in ilanı o tarihlerde ülkede milli bayram (ıyd-i milli) olarak kutlanmaktadır. Haberin devamı şöyledir:

“Sivas’ımızda [Rumî] 10 Temmuz (Miladî 23 Temmuz) Milli Bayramı bu yıl birkaç hayırlı ve faydalı teşebbüsle birleşmiştir. Bu itibarla Sivas kendisini tebrike seza (lâyık) görür. İlk önce bu teşebbüsleri hülasaten (özetle) yazalım:

120 kadar fakir çocuk sünneti, Dârulmuallimîn ve vilayet matbaası binalarının temelinin atılması, Tokat ve Hafik’ten iki takım izci grubunun [Sivas’a] gelişi.

Iyd-i milli (milli bayram) sabahı memur, asker, ahali herkeste bir neşe, hükümet meydanına doğru akın ediliyor, toplanılıyordu. Bir taraftan muhterem İttihad ve Terakki Cemiyeti’nin himmetiyle giydirilip kuşandırılan sünnet çocukları askeri mızıkanın arkasında ve tabur teşkil etmiş şehrin içinden ilerlerken diğer taraftan izcilerimiz [Balkan Savaşı’nın dinmeyen acısından dolayı] intikam şarkılarıyla şehre giriyor ve herkes tarafından istikbal ve alkış ediliyordu.

 

Saat alaturka iki buçuk [şimdiki saatle 08.37] idi. Kabak Meydanı’nda bulunan Dârulmuallimin binasının temel atma merasimi icra edileceği haberi alındı. Vali [Muammer] Beyefendi hazretlerinin ve müteakiben bazı zevatın Kabak Meydanı’na doğru geldikleri görüldü. Memleketin en havadar ve hâkim bir noktasında bu irfan müessesesinde Vilayet Encümen Azasından Mustafa Efendi tarafından beliğ bir dua edilerek kurban kesildi. Ve temel atmaya başlandı. Herkes tarafından buradan iyi muallimler erişmesi duası ediliyordu.

Oradan dönüldükten sonra hükümet önünün tertibatına başlandığı görüldü. Hükümet cephesine paralel âmirler, memurlar, ulema ve eşraf dizilmiş, asker ise meydanı tamamen çevirmişti. Bilhassa Tokat İdadisi (Lise)’nden gelen tek tip elbiseli izciler askerin ihata ettiği (çevirdiği) daire içinde vaziyet almışlardı.

 

Nakibüleşraf kaymakamı efendi [11] tarafından zemin ve zamana münasip denilecek surette güzel bir konuşma yapıldı. Onu müteakip askeri bando tarafından selam havası çalınarak “padişahım çok yaşa” zemzemesi (ahenkli sesi) yükseldi. Bundan sonra nöbet hatiplere gelmişti. Maarif müfettişlerinden Rasim ve İbrahim Beyler tarafından vatanın nifak yüzünden gördüğü felaketler sayılarak ibret alınması ve bundan sonra her Osmanlı’nın ittihad ve ittifakla (bir ve beraber) vatanın imarına ve vatandaşların saadetine çalışması tavsiye edildi. Bu iki hatibi Kızılırmak Mektebi talebesinden iki efendi takip etti. Birisi Osmanlılığın mazisi ile hâlini (şimdiki durumunu) mukayese ederek neticeten donanmanın lüzum ve var olması gerektiğini tavsiye edici bir nutuk, diğeri Balkan mezalimini anlatan ve insanın insani duygularını coşturan bir şiir okudu.

 

Bunları da Tokat izcileri takip etti. Çok yakıcı vatan şarkı ve türküleri söylediler. Bunlar bittikten sonra vali bey hazretleri [büyük bir] vakar ve cesaretle bir konuşma yaptılar. Osmanlı halkları arasında ittihat ve ittifaktan, bundan başka selamete çıkmanın çaresi bulunmadığından bahseden çok beliğ bir hitabede bulundular. Konuşmalarının sonunda oradaki zevatı hükümetin yakınında kurulmakta olan matbaa binasının temel atma törenine katılmaya davet ettiler. Kendileri önde bulundukları halde büyük bir kalabalık oraya doğru ilerlemeğe başladı.

 

Orada da hürriyet ile matbuatın (basının) ikiz bulunduğuna ve böylece hürriyetin ilan gününe rastlayan mutlu bir günde matbaa kurmanın da pek isabetli ve hayırlı bulunduğuna dair bir hitabe irad buyurduktan (okuduktan) sonra kolordu kumandanı [Rıza] Paşa hazretlerine [12] dönerek:

- Bu memlekette mülkiye (sivil) ile askeriye daima biri birine sadık ola gelmiştir. Askerlik esasen medeniyetin kefilidir. Binaenaleyh nasıl ki zat-ı âlileri kışlanın ilk temel taşını atmak şerefini bana teklif ettinizse bu medeni müesseseye ilk temel taşının atılmasını da zat-ı âlilerinden rica ediyorum” buyurdular.

Paşa hazretleri bu teklifi maalmemnuniye kabul buyurarak ilk temel taşını elleriyle koydular. Ve bir dua okuyarak kurban kesildi. Asker alma Reisi Avni Paşa hazretleri de temel atmaya iştirak buyurdular. Ondan sonra tebrik töreni yapılmak üzere herkes hükümet konağına çıkıyordu.

[Aynı günün] akşamı aynı zamanda Ramazan’ın da ilk gecesi olan bu mutlu gece pekiyi geçmiştir. Hükümet Meydanı’nda bir takım… yapılarak herkesin hoşça vakit geçirmesine yardım edildiği gibi diğer taraftan sünnet edilen fakir çocuklar namına bir tiyatro verilmiştir. Tiyatronun mevzuu “Sultan Murad-ı Hâmis: Beşinci Murat” olup muvaffakiyetle icra edilmiştir.

Gazetemiz bu hayırlı günün memleketimiz ve mülkümüz için daima saadetle tekrar etmesi temennisini tekrar eder.”

Burada adı geçen Tokat’tan gelen izci grubu Tokat İdadisi Müdürü Rahmi Efendi, iki öğretmen ve sekiz talebeden ibaret olup bu grup Sivas’a kadar yürüyerek gelmişler ve Sivas’ta bulundukları süre içerisinde Sivas Sultanisi’nin misafiri olmuşlardır. [13]      

Sivas Darulmuallimînin’in iki sınıflı ve tek dershaneli bir “tatbikat (uygulama) mektebi” vardır. Bu da okulun devrine göre oldukça gelişmiş bir eğitim verdiğini ortaya koyuyor. Bu tatbikat mektebinin o zaman I. sınıfında 20, II. sınıfında ise 10 talebe bulunuyormuş. 1914 (1330). [14]      

Okutulan Dersler

Öğretmen okulunda okutulan dersler zamanla değişebilmiştir. Bazı yeni dersler konduğu gibi bazı dersler de programdan çıkarılmıştır. Sivas İlk Öğretmen Okulu’nun kuruluşunda okutulan dersler şunlardı:

1) Kur’an-ı Kerim, Tecvid, Fıkıh, 2) Türkçe Kavâid ve İmlâ, 3) Usûl-i tedris (pedagoji), 4) İnşâ, 5) Arapça, 6) Farsça, 7) Fransızca, 8) Hesap, 9) İlm-i eşya, 10) Coğrafya, 11) Tarih-i İslam, 12) Hüsn-i hat. [15]

1914 senesinde okutulan farklı derslerse şunlardı: Fenn-i Mesâha (arazi ölçme), Kozmografya (astronomi), Ziraat ve İktisad-ı Ziraî, Resim, Musikî, Malumat-ı Medeniye ve Hukukiye (medenî ve hukûkî bilgiler), Terbiye-i Bedeniye (beden eğitimi). [16]

 

Okulun Seferberlik Yılları

 

Okulun temelinin atılmasından on gün sonra Osmanlı Devleti seferberlik ilan etti.   Bu ölüm kalım savaşı devleti her türlü felaketle karşı karşıya getirdiği gibi millete de tarihinin hemen hemen hiçbir devrinde tatmadığı acıları tattırdı. Sivas Darulmuallimîn’i de ister istemez bu acılardan epeyce mustarip oldu. Bu acıların en başta geleni “askerlik” işidir. Çünkü bu savaşla birlikte okulda görevli öğretmenlerle yaşı 18 olan öğrenciler askere alınmıştır. Askerlik işiyle ilgili muallim mektebi talebesi adına Hüseyin Adlı bir genç 12 Mart 1915’te Maarif Nezareti’ne şu telgrafı çekmiştir:

“314 (1898)’lü efraddan olduğumuzdan sevk olunuyoruz. Altı aylık emeğimizin boşa gitmemesi için imtihana kadar tecilimiz veya bilimtihan (imtihan yapılarak) terfiimizin (sınıf geçme) imkânı takdirinde… müteşekkir kalacağımızı arza ictisar (cesaret etme) ederiz.

 Darulmuallimin Talebeleri Namına

  Hüseyin

Maarif Nezareti (Eğitim Bakanlığı) ise bu telgrafı 13 Haziran’da Harbiye (Savunma) Nezareti’ne havale ederek ne yapılması gerektiğini sormuştur:

“314 Tevellüdlüler (doğumlular) Hakkında

Harbiye Nezaret’…ne,

 

314 (1898) tevellüdlü efrad henüz celb edilmemiş ve mezkûr tevellüdlü mekteb talebeleri hakkında hâlen bir muamele ifasına mahal ve imkân görülememiş olduğu ve ancak bir iki saatlik bir iş olan ilk muayenelerinin bir şekilde icrası kabil olduğu…15 Şubat 1915 tarihli ve 3788 / 5815 numaralı bakanlık tezkiresinde beyan buyrulmuş ise de Sivas İlk Öğretmen Okulu öğrencilerinden bu tarihte doğanlar dâhilinde bulunanların sevklerine teşebbüs edildiği gelen telgraftan anlaşılmış olduğundan [yılsonu] imtihanlarının temmuz sonuna ikmalleri kaabil olan… öğrencilerinin imtihandan sonra sevklerinin yapılmasına, diğer vilayet ve sancaklarda bulunan sultânî mektebleriyle darulmuallimîn talebesi hakkında dahi aynı suretle muamele ifası hususunda lazım gelenlere emir ve tenbih buyrulmak bâbında.” [17]

Hüseyin gibi bir başka kişi de Faik’tir. Bu genç de bir sene önce 23 Nisan 1914’te 311’lilerin askere sevk işinin “ya imtihan-ı umuminin icrasına kadar te’cil veyahut tahriri (yazılı) imtihanlar vasatının (ortalamasının) terfi (sınıf geçme) için kabul buyrulması” talebiyle maarife tel çekmişti. Ama Faik Efendi’nin telgraf çektiği zaman henüz seferberlik yoktu ve normal askerlik işlemiydi. [18]

Birinci Dünya Savaşı ilan edilir edilmez hemen Sivas öğretmen okulu ve lise talebeleri askeri eğitime tabi tutulmaya başlanmıştır. Bu iş için de atış talimi yapmak üzere bir sandık cephane gönderildiği belgelere yansımıştır. [19]

Seferberlik ilan edildiği zaman Sivas İlk Öğretmen Okulu’nda 89 öğrenci öğrenim görmektedir. Ve bunlardan 52’si her şeye rağmen askere alınmıştır. Diğer 37 kişinin durumu ise askerlik muayenesi sonuna kadar belirsizdir. Bu belgede Sivas’tan başka on altı öğretmen okulunda da aynı durumun olduğu hikâye edilmektedir. [20]

Muhtemelen adeta boşalan okulu kapatmamak için bakanlık 10 Eylül 1914’te komşu sancaklardan 20 yatılı talebe alınması için ayrıca bir genelge göndermiştir. [21]

Birinci Dünya Savaşı başladığında Sivas Darulmuallimîn-i İbtidâisi’nde dört idareci on öğretmen ve sekiz de hademe görev yapmaktaydı. [22]

 

Sivas Darulmuallimat’ı

Sivas Darulmuallimat’ı (Kız Öğretmen Okulu) hakkında ise ele geçen bilgiler çok daha azdır. 1914’ten itibaren bu mektebin açılması için bazı hazırlıkların olduğu görülmekle beraber net olarak ne zaman açıldığı henüz tespit edilemedi. 1914 tarihli bir arşiv belgesinde “Yeni darulmuallimat programından Sivas’a 40 adet gönderileceği” ifadesinden bu tarihte bu okulun açılması için bir çalışma olduğu muhakkaktır. [23]

1915’te Sivas’ta Vali Muammer Bey başkanlığında kurulan bir heyet huzurunda yapılan yedek öğretmen yeterlik imtihanına 14 erkeğin yanında Sivas Kız Rüşdiyesi mezunu iki de kız katılmıştı. Bu imtihan sonunda bu iki hanım kız yedek öğretmen (muallime muavinesi) belgesi (ehliyet-name) almışlardır ki bu kızların kimliği şöyledir:

1-Fakihoğlu Hüseyin kerimesi (kızı) 1312 (1896) doğumlu Mevlude Hanım

2-Sığırcı Mehmed Tahir kerimesi 1313 (1897) doğumlu Saniye Hanım. [24]

1917’ye gelince kız öğretmen okulunun eğitim verdiği artık kesindir. Çünkü Sivas Dârulmuallimâtı’nın yatılıya (leylî) çevrilmesi teklif edildiğinde bakanlıkça cevaben “… Dârulmuallimâtın leylîye kalbi (çevrilmesi) mümkün olamayacağından tasarrufu kaabil olan 10.100 kuruşun tasarrufu… 26.07.1917 (26.07.1333)” tavsiye edilmiştir. [25]

1919’da Sivas Lisesi binasının askeriyece boşaltılması sırasında askeriyeye yer göstermek için “Ermenipınarı dâhilinde bulunan memleket hastanesinin… evvelce darulmuallimat binası sonra leylî (yatılı) yetimhanesiyle neharî (gündüzlü) inas ibtidâisi (kız ilkokulu) ve ana mekteblerinin üçünün [bir arada] bulunduğu bina… 17.04.1919 (17.04.1335)” kız öğretmen okulunun bilinen ilk adresidir. [26] Bu adres bugün Sivas’ta Höllüklük mevkiinde son 30 sene içinde kurulan Kolej Mahallesi olmalı. Bu binanın 1970’lere kadar harap da olsa ayakta olduğu, bu tarihte başlayan gecekondu tarzı yapılaşma sırasında binanın taşlarının sökülerek bu binalarda kullanıldığı bilinmektedir.  

1920 senesinde Sivas Darulmuallatı için kadro talebinden söz eden bir belge o tarihteki bütün sıkıntılara, zorluklarına rağmen bu okulun eğitimine devam ettiğini ortaya koyuyor. 05.01.1920 (05.Ks.1336). [27]

Sivas’ta kız öğretmen okulu yokken bazı Sivaslı genç kızlar İstanbul Kız Öğretmen Okulu’nda okumuşlardır. Nitekim İstanbul Kız Öğretmen Okulu’nun anaokulu öğretmenliği bölümünden 1917 (Rumî 1333) mezunları arasında dört tane de Sivaslı genç kız bulunmaktadır. Bunların kimliği şöyledir:

1-Mehmed Said kızı 1312 (1896) doğumlu Erbaalı Nuriye Hanım

2-Mehmed kızı 1304 (1888) doğumlu Hanife Hanım

3-İbrahim kızı 1313 (1897) doğumlu Fatma Zehra Hanım

4-İbrahim Raif kızı 1317 (1901) doğumlu Belkıs Hanım. [28]

Sivas Dârulmuallimîn ve dârulmuallimatının Osmanlı devrine ait herhangi bir fotoğrafını şahsen bulamadım. Bundan dolayı Cumhuriyet’in ilk yıllarına ait birkaç fotoğraf karesiyle yetinmek durumunda kaldım.

 



  • Öğr. Gör, Marmara Üniversitesi FEF Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü.

[1] Maarif Nezareti, Tedrisât-ı âliye (yüksek öğretim) evrakı (MF. ALY) dosya no: 2, belge no: 41 (2 / 41).

[2] Maarif Nezareti, Tedrisat-ı İbtidâiye (ilköğretim) evrakı (MF. İBT) 18 / 115.

[3]MF. İBT 18 / 16, 68.

[4] Salname-i Nezaret-i Maarif-i Umumiye sene 1319, s. 659.

[5] M. N. Tedrisât-ı Tâliye evrakı (MF. TLY) 90 / 106.

[6] İrade, Meclis-i Vâla (İ. MVL) 523 / 23493.

[7] MF. İBT 39 / 91.

[8] MF. ALY 7 / 60.

[9] MF. ALY 5 / 86.

[10] Maarif Nezareti, Tedrisat-ı Hususiye (özel öğretim) evrakı ( MF. HUS) 17 / 91.

[11] Osmanlı Devleti’nde Hz. Peygamber soyundan gelen insanların işlerini takib eden memura nakibü’l-eşraf denirdi. Esas Nakibü’l-eşraf İstanbul’da oturur, birçok vilayette de onun temsilcileri (kaymakamları, nâibleri) bulunur ve bölgesinde yaşayan ehl-i beytin ihtiyaçlarına bakardı.

[12] Dâhiliye Nezareti, Emniyet-i Umumiye evrakı (DH. EUM. EMN) dosya 70, vesika 25 (70 / 25)

[13] MF. TLY 416 / 84.

[14] MF. İBT 525 / 19.

[15] Salname-i Nezaret-i Maarif-i Umumiye sene 1319, s. 119.

[16] MF. LVZ 15 / 53.

[17] MF. İBT 536 / 7.

[18] MF. İBT 539 / 62.

[19] MF. LVZ 15 / 103.

[20] MF. İBT 524 / 6, 7.

[21] MF. İBR 517 / 50.

[22] MF. ALY 77 / 54.

[23] MF. İBT 531 / 64.

[24] MF. İBT 530 / 16.

[25] DH. UMVM (Dâhiliye Nezareti, Umum Vilayetler evrakı) 22 / 18-12 ve 21.

[26]MF. TLY 622 / 34.

[27] MF. TLY 644 / 12.

[28] MF. ALY 106 / 13, 14.

sivas . ok eski 8

 

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile