Reklam

ŞÜKRÜ ER ANISIDIR, 1957 SİVAS ÖĞ.OK GİRİŞLİ

 

2020 Şubat ayında taşmektep den 1959 yılında mezun olan Türkiye’nin önemli spor adamlarından İlyas AYAN ‘ı kaybettik. Kendisi komple sporcu idi mezun olunca, kendini tamamen spora vermiş ve FIFA kokartlı uluslararası hakemdi. Türkiye 1. Liginde de pek çok önemli maçın hakemliğini de yapmıştı. Adana'da Sivas'taki verdiği ağabeyliği dolayısıyla ara sıra Hakemler derneğinde buluşur çay ısmarlar ve sohbetimiz futbol ve Sivas Öğretmen Okulu (Taş Mektep) üzerine olur ve hasretle anardık.
ŞÜKRÜ ER; SİVAS ÖĞRETMEN OKULUNA GİRİŞİ
1957 yılında öğretmen okuluna birlikte girdiği İlyas AYAN’ ın ölümünü Şükrü ER' e telefonla haber verdim ve aramızda çok uzun bir konuşma geçti. Zira birlikte okula başladıkları arkadaşların mezun olduğunda Şükrü ER hala 2. Sınıfta okuyordu. O kadar çok maceraları vardı ki, onların bir kısmını yazmak istiyordum. Yazacaklarımı teyit ettirmek istedim. Konuşma uzadıkça uzadı ve aşağı yukarı 2 saati buldu. Bizim dönemimizde sporda Öğretmen Okulu ile Sivas Lisesi arasında kıran kırana bir rekabet vardı. Güreşte Öğretmen Okulu banko idi futbol ve basketbol da sonuç belli olmazdı. Şükrü ER yazılıyı kazanmış, sıra mülakata gelince beden eğitimi öğretmeni Ekrem GÜNAY’ın kulağına üfürmüşler. Şükrü ER Osmaniye Sporun kalecisi demişler. Spor öğretmeni Ekrem Günay bizzat kendi mülakata girmiş. Şükrü ER'e tamam kazandın demiş ama, aması çok zor Zira Şükrü 1935 doğumlu idare kaydı yapamamış. Ekrem Günay cebinden 50 lira vermiş çabuk Osmaniye git yaşını 5 yıl küçült demiş. Fedakar anası Hakime gitmiş iki de şahit bulmuşlar Şükrü Er 1940 doğumlu olarak Sivas’a gelip kaydını yaptırabilmişti.
ŞÜKRÜ ER; SON SINIFA KARBONLA GEÇİŞİ
Şükrü Er’i ilk tanıdığım yılda da Sınıfta Kaldı. Ikinci sınıfta ikinci yılı okuyor. Eğer o senede geçemez ise okulla ilişiği kesilecek. Şükrü Er, hem öğrenciler hem de öğretmenler tarafından çok sevilen birisi çok güzel muhabbeti vardır. Çok güzel şiir okur. Ah şu birde fen dersleri olmasa ve Şükrü Kimya dersinden bütünlemeye kalır. Eylül ayında bütünleme sınavına girer, öğretmenler dahil herkes Şükrü’nün geçmesi için adeta dua ederler. Sınavda hocanın birisi gelir sorunun birini yaptırır, sorunun birisine de Şükrü bir şeyler yazar, diğer hocanın biride gelir sorulan bir formül sorusunu yazdırır yani yardımlarla Şükrü geçecek gibidir. Formülü yazdıran Hoca gelir kağıdı inceler, bak Şükrü burada karbonun birisi fazla karbonun birisini çıkar der. Şükrü sınav sonuna kadar karbonu arar. Karbonun ne olduğunu bilmiyor ki neticede karbonu bulamaz. Sınavın sonunda formülden bir ok çıkarır okun ucuna da BURADAN BİR KARBON ÇIKACAK diye yazar. Sınav Komisyonu Şükrü galiba silgiyi kaybetmiş diye karar verirler. Böylece şükrü’de son sınıfa geçer. Artık Şükrü için karada ölüm yok. Zira öğretmen okulun son sınıfta fen dersleri yoktur.
ŞÜKRÜ ER; SIRLAR VE AŞK
Bir Cumartesi öğle vakti okula askeri yeşil bir jip gelir, Şükrüyü alır gider. Okulda bir dedikodu başlar, Tugay Komutanı Şükrü’nün dayısı imiş. Ertesi cumartesi aynı jip Şükrüyü tekrar alınca dedikodunun şekli değişir. Bu sefer komutan değil, komutanın eşi Şükrü’nün teyzesinin kızı imiş. Bu arada Şükrü ile Celal Koç çok samimi oldular. Celal spor yurdundan hiç çıkmaz oldu. Celal’in bazı özellikleri var, mesela çok güzel resim yapar. Okulda pek çok kız arkadaşımızın resim ödevlerine yardım ederdi. Öyle güzel yazı yazar ki yazdığı yazıyı Tablo diye duvara asabilirsiniz. Günler böyle geçerken okula büyük bir tiyatrocu Lale Oraloğlu geldi. Okulun girişinde akşam oynanacak tiyatro hazırlığına başladı. Okulun girişinde 7-8 yaşlarında bir kız çocuğu ağlamaya başladı. Çocuk anne anne minnoşum yok diye ağlarken, Lale Hanım çocuğun yanına geldi başladı bağırmaya köpeğimiz kayıp meğer ağlayan çocuk Lale hanımın kızı Alev Oraloğlu imiş. ( Alev bilahare Türk sinemasının önemli bir çocuk yıldızı oldu). Bütün yatılı öğrenciler, o zaman okulun arkasındaki vişne ağaçlarının altına kadar kuçu kuçu sesleri ile aradı durdu ama köpek yok. Yanımda sakin sakin duran Sefer Kulaklıoğlu kendi kendine söylenmeye başladı şimdi köpek gelir. Bu işin suyu çıktı diye sayıklarken, gerçekten okulun kapısından lüle lüle sarı tüyleri olan bir köpek koşarak Alev’in kucağına atladı. Köpek gelince ağlama bitti. Lale Hanım da rahatladı. Sefere sordum köpeğin geleceğini nereden bildin. İşte o zaman bugüne kadar sakladıkları sırrı öğrendim. Meğer Celal Koç, Şükrü ER'in sır katipliğini yapıyormuş. Paşanın kızı ile Şükrü bir Cumhuriyet Bayramı töreninde tanışmışlar. Şükrü kıza aşık olmuş ve Celal ile kapandıkları spor yurdunda Celal’in güzel yazısı ile mektuplar yazılıyormuş. Kız mektuplarında köpekleri çok sevdiğinden bahsedince, bizim Celal Bir fırsatını bulup köpeği çalıp spor yurduna kapatmış. Amaç köpeği Paşanın kızına hediye etmekmiş. 58 yıl sonra da olsa Alev Hanım bu hatıram okursan lütfen hakkını helal et. Bir aşk uğruna hediye edecek bir köpek o gözyaşlarına değermiydi bilmiyorum. Ama olay hırsızlık değil tamamen bir aşktı.
ŞÜKRÜ ER ; EĞİTİM ENSTİTÜSÜ HİKAYESİ
Şükrü Er anlatılmakla bitmez eğitim enstitüsü müracaat dilekçesini Celal yazmıştı. Ağrı Patnos Zomik köyünden bana mektup yazısında bir şiir hediye ederek, sınavda benim yanımda girmek istediğini yazdı. İtiraf ediyorum Sınav cevap kartınıda gizlice ben doldurmuştum. O Erzurum edebiyatı kazandı Ve gitti ve okudu. Ben Gazi Eğitim matematik kazandım gidemedim. Gördüğüm kadarıyla Şükrü başarılı bir öğretmenlik dönemi geçirdi. Şu anda Şükrü Er yaz aylarını Bodrum’da, kış aylarını Ankara’da geçiriyor. 3 evladı var Kendisi karbonu bulamadı. Ama evlatları erken bulmuşlar ki; oğlu Uzman doktor, kızlarından birisi Amerika’da öteki Türkiye’de mühendis.
Celal Koç Yalova’da torunlarla yaşıyor.
Sefer Kulaklıoğlu yazları Niğde Çamardı Yaylasında, kışları Adana da geçiriyor.
Allah tüm taş mektepten yolu geçenlere sağlık mutluluk ve uzun ömürler versin sağlıcakla kalın.
Mustafa Göçer anısıdır.
1963 Sivas İlk öğretmen Okulu Mezunu.
Tlf: 0533 483 54 01

 

Yorumlar  

 
0 #1 Ahmet Ümit 24-02-2021 12:39
Şükrü Er ile aynı sene aynı gün kaydolduk Sivas Öğ. Okuluna. Ben, Eğitim Enstitüsünü bitirdim, Sivas Öğr. Okuluna atandım. 1962 Temmuzunda. Eylül geldi bütünleme sınavları yapılıyor. A! Bir Baktım Şükrü okulda. Sordum, bütünlemesi varmış. Mezun oldu. Bir daha da görmedim kendisini, ama hep izledim, haberlerini aldım. Mustafa Göçer'in anısını okuyunca özlediğimi farkettim.
Alıntı
 

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile