Reklam

Sivas İlköğretmen Okulunda Bir Öğretmen

 

Sarışın, sol yana taranmış saçları hayli dökülmüş, yoksul çocuğu olduğu, yamalı pantolonundan ve hayli yıpranmış ceketinden belli, 27-30 yaşlarında bir öğretmen girdi 4-D sınıfına, sınıfımıza.
1963-1964 Öğretim Yılı...
...
Sık-sık, ellerini ceketinin üstten dikilmiş ceplerine yumruk yaparak sokuyor, pek de güvenli olmayan adımlarla sınıfta dolaşmaya çalışıyor…
Bütün sınıfın gözü üstünde. Hınzır ve muzip öğrencilerin gözü, bir daha, hatta iki daha üstünde. Belki üç...
...
Hiç birimizin gözlerine bakmıyor, bakamıyor...
….
'Eğer bu lafı, 47 yıl sonra, 'BABAEVİ' ve hatta 'ANAKUCAĞI' saydığımız, güzel okulumuzun, güzel öğrencilerinin kurduğu, dost - kardeş ve ağabey, güzel insanların, tekrar buluştuğu ve bu güzel sitede söyleyebilme özgürlüğüm varsa, sınıfımıza giren öğretmeni gözümüz pek tutmadı...
...
Bir şey söylemek için avurtlarını şişiriyor, sonra ne oluyorsa oluyor, söylemekten vazgeçiyor. Hiçbir şey, hiçbirimizin gözünden kaçmıyor. Sınıfta ne kadar hınzır, kâfir, öğrenci varsa, hepsi kaşla göz arasında birbirine bakıyor...
...
Herkes birbirine, "Bunda iş yok," mesajı veriyor. Gizli verilen mesaj, bütün öğrenciler tarafından çok çabuk ve doğru anlaşılıyor... Eh, her sınıfta bir iki elebaşı, hatta üç-beş elebaşı olur. Fırsat buldukça kaş-göz ediyorlar birbirlerine... Öğrenci makarasına dolanacak bir tip. Bütün bu olan biten, ilk bir iki dakikada oluveriyor...
...
Öğretmen, biraz vermiş gibi, ama daha çok kararsız, sırtını sınıfa dönerek, tahtaya adını yazmaya çalışırken, sınıfta bir gülmece başlıyor... Bu gülmece, giderek Kahkahaya dönüyor...
...
Kız arkadaşlar malum, önde otururlar. Böylesi bir durumda da ne olacaksa, Kopan veya kopacak fırtınayı, herkeslerden çok onlar göğüsler… ( Onların bu yiğitçe kadirlerinin farkına, yeterince varamamış olsak bile, onlar hep korudular bizleri... Bu işlerin ayırdına sonradan varsak da, hiç birisine teşekkür bile edemedik.... )
Bu da bize, hep dert oldu...

...
Öğretmen Tahtaya adını yazdı.
Yarı kararlı, daha çok kararsız, bize döndü...
...

 


Gene, kararlı kararsız davranışlarla kızlara çıkıştı...
Hiç duyup-bilmediğimiz bir şive ile ve ne anlamını, ne formülünü ve ne dediğini pek de anlayamadığımız bir tonla kızlara niye güldüklerini, neden gülüştüklerini sordu.
Kızlar da;
'Ne dediğinizi, ne sorduğunuzu, anlayamadık' dediler, omuz silktiler...
Eh, her sınıfta olduğu gibi, bizim sınıfta da birkaç tercüman arkadaşımız vardı...
...
Bunlar, Türkçenin dışında, davranış dilini, duruş dilini, soruş dilini, düşünce dilini, el kol hareket dilini, her türlü şiveyi 'TEVATIR' bilirler, aslına uygun, çok da isabetli yorumlar yaparlardı. Tercümanlar, yorum yaptılar...
...
Bu sefer de, öğretmenimiz, bir şey anlayamadı yapılan yorumlardan... Ve işin garibi, kızlarımız kadar cesurca 'anlayamadım' da diyemedi...
...
Avurtlarını gene bir şişirdi, sonra yutkundu. Allak-bullak bir vaziyette anlamış göründü ve olan biteni
sineye çekti…

Derin bir nefes aldı. Gene hiçbirimize bakamadan, "Arkadaşlar, Tarih Dersini Ben Yapacağım. Ve size 'MODERN' Tarih öğreteceğim. Modern Tarih Dersinin Konularını, Tezimde Belirttim. Tezimde Bu Konular Vardır..." dedi.

Sene 1963'ün sonu, 64'ün başları, O gün, o derste, 4-D Sınıfında öğretmenimizin adı:
"MODERN MEMMET," konuldu. Mehmet değil.
Gerçi bu ismi kendisine yakıştıran ve yaygınlaştıranlar (F.D A.Y, H.Ş, A.İ. A, A.S.Ç, S.A,) olsalar da, aslında bu ismi kendisine kendisi koydu. Arkadaşlar sadece, Mehmet'i MEMMET yaptılar. , , ...
...
Bu, öğrenci gırgırı yüzünden, iki arkadaşımız sınıfta kaldı... Daha doğrusu biraz da bu yüzden...
(F.D.,. H.Ş.,) Belki, biraz bile değil, sadece bu yüzden...
...
Birgün, sözlü yaparken, F.D. ile kavga ettiler.
F.D. Filinta gibi. Giyim-Kuşam 4/4 lük.
Yürekli, açık sözlü, dolambaçsız, gözünü budaktan esirgemez. Buğday benizli, bir oğlan…
Tahtada MODERN MEMMED ile çekişiyor. Uyarına getirip, Sık-Sık MODERN diyor. Ve zaman zaman da, gene uyarına getirip inadına MEMMET diyor...
...
MODERN MEMMED, F.D.'i sınıfta bırakmakla tehdit ediyor...
...
"Bu sene de, senin yüzünden sınıfta kalırız anasını satayım... Belki, MODERN TARİHİ de ne ise, nihayet öğreniriz..." diye efelenip, protesto ederek yerine oturuyor F.D. ...

Öğretmenimiz, bir iki ay sonra, dıştan cepli, yeni bir elbise yaptırdı.
Siyah-Kahverengi karışımı, beyaz kırçıl benekli...
Birkaç hafta sonra, yan cepleri sarkmaya başladı... ...
Sonra, ceketinin üç düğmesinin en üstte olanı düşüverdi... Onu bir zaman sonra orta düğme izledi. Kaldı bir düğme... Dikkatsiz terzi, onu da çürük bir iplikle dikmiş olacak ki, o da düştü...
Ve öğretmenimiz birkaç ay içinde, düğmesiz kaldı. Ve abartısız birkaç ay düğmesiz gelip gitti...
Bunlar öğrencilerin gözünden kaçar mı?... ...
...
Ve biz öğrenciler, hiçbir zaman, " MOREDN TARİHİ " öğrenemedik ne ise? Daha önceki öğrendiğimiz Klasik Tarihten hiç farkı yoktu öğrendiklerimizin....
....
Öğretmenimizin, ilk derste söylemiş olduğu tezi, hangi rafta kalakaldı kim bilir?...
.....
.....

Daha sonra, kafirin biri, bir düğme vermiş olacak ki, üst deliğin hizasının birkaç santim üstüne iliştirildi o düğme. Kim iliştirdiyse...
...
Düğme, kara mıydı, sarı mıydı yeşil mi?...
...
Merak eden onu A.Y. sorsun...

Ve biz öğrenciler, hiçbir zaman, " MOREDN TARİHİ " öğrenemedik? Daha önceki öğrendiğimiz Klasik Tarihten hiç Farkı yoktu öğrendiklerimizin.
.....
.....
...
Aradan 47 yıl geçti. Birçok ayrıntıyı unutmuş olabilirim.
"Yiğit, Lakabıyla Anılır!" derler.
Ben de o günleri, anıyla, şanıyla, lakabıyla yadetmeye çalıştım...
...
Sevgili öğretmenimizin hoşgörüsüne sığınıyor, yaşıyorsa ellerinden hürmetle öpüyorum...
...
Amacım, asla kimseleri incitmek değil.
Varsa sürçü lisanımız bağışlana....
Kabakyazısındaki Taş Mektepte okuyan, okutan, hizmet eden, girip-çıkan herkese, selam, sevgi ve hürmetlerimi iletiyorum,

Almanya, 03.02.2011,
Ali İhsan Asıhan,
emmoğlu46

 

Yorumlar  

 
0 #4 necati 06-02-2011 13:12
Sevgili Ali İhsan Ağabey,
keyifle ve defalarca okunsa bıkılmayacak bir anı ve gözlemlerinizi dile getirmişsiniz. Elinize, yüreğinize sağlık. Moderen Tarihi, sevgili öğretmenimizden ben de okudum. Okumak ne kelime ezberletti bana . Soğuk kış günlerine dayanan 44 yıl önceki anımı ben de yazacağım da , önce sizin süper anınnızı herkes doya doya okusun, yaşasın o günleri, daha sonra Seyfettin Bey kardeşimizin anısını okuruz , 3. sırayı ben aldım artık, Kimblir ne gözlemleri, anıları olanlar var, Burası anılarla yaşayan Okulumuz. Elbetteki anılarımızı yazmakla öğretmenlerimiz i incitmek gibi bir kastımız söz konusu değildir.Onlar yeterince sevgi ve saygıya layık insanlardır. Onlar bizleri bugünlere taşıdılar, Hepsini seviyor saygı duyuyor, anılarımızı anlatmaktan da geri durmuyoruz. Sevgi ve Saygılarımla Necati ALTUN Kemalpaşa/ İZMİR
Alıntı
 
 
0 #3 Seyfettin Duman 06-02-2011 02:40
Sevgili Ali İhsan Ağbim;
Maşallah hayal gücünüz de çok geniş, harika senaryo yazıyorsunuz diyecem de anılan öğretmenimiz bir yılda bizim "MODERN TARİH " dersimize geldiği için ,sizin kadar olmasa da bizde gözlemlediğimiz den gerçekleri ; o güzel türkcenizle nefis yazmışınız.Sizi canı gönülden kutluyorum.
Günümüz tekniği ile soracak olsak;sınıfınız da 7-8 tane kamera çekim yapsa ,görüntüler üzerinde tez hazırlar gibi bir komisyon uzun süre çalışsa acaba sizin tesbitlerinizi belirleyebilir mi?Giyimini-kuşamını,cepler inin dikimini.duruşunu yüz hatlarını, avurtlarını,kon uşma biçimini,vucut dilini sizin deyiminizle "TEVATÜR" betimlemişiniz.Bir solukta zevkle,keyfle okudum.Eline,diline,yü reğine sağlık.
Serde nacizane futbolculuk var ;siz Modern Memmet'ten bahsedince benimde anılarım depreşti,dar alanda kısa pas 4/B sınıfına kadar götürdü."OĞUM;OĞUM,HARBİ N SEEPLERİNİ", "SEN ŞEHZADEMİSİN" i anlatmamız vacip oldu!İler ki günler de !..
Birde sizin bu güzel yazınızdan,gözl eminizden,anını zdan "ÖĞRETMENİN;öğre ncisine giyimiyle-kuşamıyla,konuş masıyla,vucut diliyle,davranı şlarıyla,v.s"örnek olması gerektiği bir kez daha anlaşılıyor.Çok sağol.
Selamlarımı,sev gilerimi sunuyorum.Sağlıkla Kal !
Alıntı
 
 
0 #2 Abdullah Takcı 05-02-2011 17:25
Ağzınıza sağlık arkadaşım .Güzel yazmışsınız,68 li yıllarda bizimde tarih öğretmenimizdi.Mehmet gülal bey bizede aynı ifadeleri kulandı size modern bir tarih öğreteceğim demişti.Eskilere götürdünüz beni teşekkürler.Hatta o yıllarda öğretmenimiz başka bir yere tayin istemiş,daha tayini çıkmadan lakabını o okula göndermiş bizim muzip arkadaşlarımız, o yüzden tayinini iptal ettirmiş diye bir söylenti de duymuştum.Öğretmenim hayattaysa ellerinden öpüyorum.saygılarımla
Alıntı
 
 
0 #1 hulusi bekki 05-02-2011 15:05
Ağızına sağlık Emmioğlu...
Çok akıcı ve tatlı bir dille yazmışsın. İnanki nefes almadan okudum. Ne yazık ki O modern tarihten 1965-66 da 4-B sınıfında bende bir şey anlamadım.
Sevgilerimle...Burası serbest kürsü Öğretmenimizin affına sığınarak.
Alıntı
 

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile