Reklam

KEPENEK SUYU

       Sivas  Öğretmen Okulu'nda  son sınıf  öğrencisi olmuştuk. Ulvi bir Mesleğe  başlayacağımız  zamana doğru yaklaşmak heyecan veriyordu. Zaman  hızlı bir biçimde akıyordu. Zamanın akışını kim durdurabilirdi ki...

       Bu duygu ve  düşüncelerle  bir Cumartesi öğleden sonra Kabakyazısı'ndan  çarşıya doğru  yürümeye başlamıştım. Okulumuz   şehrin merkezine  uzak  değildi  ama , pek de yakın sayımazdı. Yürümekten başka seçenek  de yoktu zaten..yol yürümekle biter deyiip  devam ettim.  .

       Numune Hastanesİnİn önünde  bir  çeşme vardı. Okula  ilk  geldiğimizde   çarşıya gidip gelirken  Kepenek  suyunu öğrenmiştik. Bal  pınarıydı  sanki  mübarek su. İlk  mola  yerim   Kepenek   suyu  çeşmesi oldu. Çeşme  başı  kalabalık  ,  kabını  kacağını  dolduranlardan  sıra bana  da  geldi. Şöyle  bir güzel  elimi  yıkayıp  , avucumla , kana  kana   bu  bal  pınarının  suyundan  içtim.

       Su doldurmak için sırada bekleyenler vardı. Hani o güzel su  da  boşa  akıtılmazdı ki. Tam  bu esnada su doldurmak  için birisi  hamle yaparken   ,kravatlı takım elbiseli   üç kişnin de   Çeşme  başında  beklediğin gördüm. Birisi  Sivas ağzıyla  : "Gardaş  müsade  buyurun da  bir yudum Kepenek suyu içek  hele " diye selenince  kendisine   ve  sonraki  iki  kişiye   müsaade buyruldu  ve   iştahla  ve suya hasret kalmış bir insanın susuzluğuyla  su içmelerine  tanık oldum.

         Sularını içtikten sonra  kenara  durdular  ve   ben   büyük bir merakla , Sivas ağzıyla konuşan kravatlı abiye '  sen  Sivaslısın , niye böyle hasretle  kepenek suyunu  içtin ki '  dediğimde  . Biz  üçümüz   öğretmeniz  dedi .Kepenek  suyunu  özlediklerini söyledi. Ben  de  öğretmen  olacağım  Sivas Öğretmen  Okulu  son sınıftayım. dedikten  sonra   gıpta  ile -Ben  de  sizin gibi  üç yıllık  öğretmen olacak mıyım   , nekadar güzel bir şey dedim.  Öğretmen  Ağbey :" Bak    kardeşim    dedi  sen   bizden  küçüksün  biz  senin  ağbeyin sayılırız . Biz  üç  arkadaş   üç dört yıl  kadar önce  Sivas Öğretmen Okulundan mezun olduk . Uzak   yerlere  tayin olduk .Fakat   ne    Kepenek suyunu  unuttuk  ne de  Sivas  Öğretmen Okulunu. Sivasa  gelip de  kepenek  Suyundan içmemmek  olur mu.  Merak etme  Sen  de   okulunu bitir  ,    tayin ol git  başka  yerlere  bak  ozaman .  Sivasa  geldiğinde   aynı   duyguları sen de  yaşayacaksın"  deyip ayrıldılar Kabakyazısına doğru.

     Çarşıya  doğru (Cumhuriyet Meydanı ) yüyor  bir yandan da    ben de  öğretmen olarak  kepenek  suyunu içebilecek miyim   diye düşünürken    çarşıya varmıştım

       Günler  günleri , aylar ayları  kovaladı. Okul  Bitti, Öğretmen  olduk Tayin olup  ayrıldık  ... 

        Ne zaman Sivas'a gitsem,  ayaklarım  doğru Kabakyazısına yönelir , Kabakyazısına  giden yolda Numune Hastanesinin önündeki  sudan avuç avuç içmek için   tarifsiz duygularla  sıramı  bekler, geçen yılları hatırlarım. Elimin avcuyla  Kepenek  suyundan  içip  ,  Kabakyazısına doğru  yol alırken , o güzel  Okulumu, onu güzel  kılan   çok  değerli Öğretmenlerimi  hatırlar  , tüm  heybetiyle , biraz da  mahzun  karşımda  duran okuluma   hasretle   bakarken ,gözlerim  buğulanır , Kepenek suyundan hasretle  içen   o günkü  öğretmen ağbeyleri   hatırlarım.

Necati ALTUN -Kemalpaşa/İZMİR 

 

 

 

Yorumlar  

 
0 #10 Nebahat Yalçın (Bayram) 23-01-2011 23:47
Arkadaşlar, muhabbetiniz gerçekten kepenek suyu gibi tatlı. Gülümseyerek takip ediyorum. Kepenek suyu ile ilgili Ahmet Mahir Pekşan yazarımızın bir kitabı olduğunu internet araştırmasından öğrendim.
Alıntı
 
 
0 #9 ismet DURAN 22-01-2011 16:53
seyfettin bey demekki yanlış biliyormuşum:)
aydınlatıcı bilgiler için teşekkürler.
Alıntı
 
 
0 #8 Ali İhsan Asıhan 22-01-2011 05:25
Sevgili Necati Altun Bey Kardeşim,
Merhaba,
Aynı anda sitemizi ziyaret ediyorduk.
"Üye Davet Et!" butonuna basıp, sizi davet ettim, ama başarılı olamadım...
...
Üye davet etme işinin de nasıl yapıldığını bilmiyorum. Bir bilen ve açıklayan çıkar inşallah... Teknolojik gelişimi gereği gibi öğrenemedik. Ve hayli gerilerdeyim. geriyim... ...
...

O kadarını haketmesem bile, İltifatlarınız için çok teşekkür ediyorum. Sitemiz, sizinle çok daha zengin, çok daha dolu. Yazdığınız doyumsuz, güzel öyküleri zevkle, tadına vara vara okudum, okuyorum. Eline, güzel diline, emeğine ve kalemine sağlık. Sağlıklar içinde ol! Zil çaldı, gelen oldu, lütfen bağışlayın... Ama yazacağım... sevgiyle öpüyorum.
Almanya, 21.01.2011, Ali İhsan Asıhan
emmoğlu46
Alıntı
 
 
+1 #7 Seyfettin Duman 22-01-2011 00:32
Selam Dostlar;
Bir Sivas'lı olarak Kepenek suyu kadar tatlı,sohbetini ze,muhabbetiniz e, kayıtsız kalamazdım.İstedim ki kepenek suyu ile ilgili sizlere bilgi vereyim hemde o sohbetinize katılayım.
Bu gün öğretmenevinde arkadaşlara da sordum .Sağolsunlar doğru ve yeterli bilgi verdiler.Şöyle ki;İlimizde Süleyman Sami Kepenek isimli Valimiz bir tarihte görev yaparken,sizler inde belirttiğiniz gibi içimi hoş.kireçsiz,yumuşa k,tatlı suyu hastalar içsin de şifa bulsunlar diye numune hastanesinin önüne getirterek bir çeşme yaptırıyor.Hastalar da insanlarımızda kana kana içiyorlar.Valimizin soyadına hürmeten de Kepenek suyu adı verilmiş.
Çeşme yerinde duruyor.Ancak bu tür tatlı su çeşmeler çoğaltıldığı için şehir şebekesinden kireçli su katıldğından eski tadında değil.Ama yine de namı yürüyor.
Sizlere önümüzdeki günlerde okulumuz ve Sivas la ilgili yazacağım.


Şimdilik o eski Kepenek suyu tadında kalınız.HOŞÇA KALINIZ..SAĞLIKLA KALINIZ.
Alıntı
 
 
0 #6 necati 21-01-2011 20:47
Sevgili Ali İhsan Bey Ağbeyimiz, güzel yorumlarınızı hep okuyur ve beğeniyorum. Anılara canlıllık katıyorsunuz, siteyi daha bir canlandırıyorsu nuz , teşekkürlerimi sunuyorum.
Sivas Öğretmen Okulunun arka kısmında ,kantinin bulunduğu yere yakın küçük bir çeşme vardı. Yarım parmak tabir edilen boru ve o borudan ince sızıntı halinde akan ve ancak Hasan Abimizin demlediği çaylara yetecek kadar akan suyun gerçek kepenek suyu olduğunu ta 40 yıl öncesinde duymuştuk. Gerçekten de çayyını içmeye doyamazdık. Bilmemki öğrenci olduğumuz için mi, gurbette olduğumuz için mi hasan Abinin çayı üstüne çay tanımazdık. O da , çayını Kepenek suyundan demlendiğini söylerdi sorduğumuzda. Aynı kepenek suyu bolca , kabakyazısına çıkan ydlda , sol tarafta , hastane duvarına bitişik bir çeşmeden akardı. 1968 lerde içtiğimiz o Kepenek suyunun tadını unutamadığmdan o anıyı yazdım. Bizim Sivas ilinde ve ilçelerinde de kelebeğe kepenek denilmektedir. Neden bu suya kepenek adı vermişler o artık araştırmacılara yıkılacak bir konu .Belkide içimi kolay , kelebek gibi hafif olduğu içindir.Sivasa gittiğimde Kepenek suyundan başka su içmem, hatta iki yıl önce bir bidon dolusu suyu da arabanın bagajına attığım gibi İzmire getirmiştim. Tabii amaç su değil , eski günlere özlem , anıları tazelemek ,temelimizi oluşturan okulumuzu , öğretmenlerimiz i, arkadaşlarımızı hatırlamak. Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı varsa ,bir avuç kepenek suyunun hatırı kaç kırk yıl eder varın siz hesaplayın.21/01/2011 Necati ALTUN Kemalpaşa /İZMİR
Alıntı
 
 
0 #5 Ali İhsan Asıhan 21-01-2011 13:37
Sevgili İsmet Duran,
İlgine, özenine, inceliğine çok teşekkür ediyorum. Dilerim sağlık içinde şad olasın, Bahtiyar olasın, Şen ve Mutlu olasın !
'Gurbetelden!' selam ve sevgilerimi iletiyorum.
Almanya, 21.01.2011,
emmoğlu46
Alıntı
 
 
0 #4 ismet DURAN 21-01-2011 12:01
teşekkürler abi bilgiler için:)ben hep nedense çoban çeşmesi olarak düşünmüşüm.çünkü kepenek çobanların omuzuna aldığı kolsuz kıldan yapılmış kıyafet.adının da buradan geldiği söylenirdi.ama dediğiniz o depo bizim zamanımızda da vardı.hatta face deki sayfaya eklediğim resimler arasında da var.
sağlıcakla...
Alıntı
 
 
0 #3 Ali İhsan Asıhan 21-01-2011 00:00
Ayrıca, bu suyun adı neden kepenek idi? Belki, bir bilen çıkar içimizde...
....
Ortaanadolu'nun birçok köyünde,
Kelebek sözcüğüne halk, Kepenek der...
Bayağı herkesin bildiği Kelebek...
Alıntı
 
 
0 #2 Ali İhsan Asıhan 20-01-2011 23:49
Sevgili İsmet Duran,
Bizim zamanımızda (1963-1966), basketbol sahası ile futbol sahası arasında, tümsek bir yer vardı. O tümsekte betondan yapılma kapalı bir mekan vardı.
Depoya benzeyen...
Sivaslı ve o çevreden olan arkadaşlar o depoyaya KEPENEK SUYU DEPOSU derlerdi.
(Kepenek Suyunun O depodan dağıtıldığı anlamında...)
O depodan taşan sular, ya da sızıntılar, ya da okulumuzu da nasiplendirmek için konulan bir tahliye, kantinin 40-50 m. cezaevi tarafında, bayır aşağı devamlı akardı. Kantinci Hasan Abi, çayın da, kakaonun da suyunu oradan alırdı. Biz öğrenciler de, gider gider o güzel sudan içer, adına da O çevrenin çocuklarının dediği KEPENEK SUYU derdik....
Ama o su nereye gider, hangi suyla birleşir, ya da birleşmeden dağıtılır bunu bilenimiz yoktu o yıllarda... Deposuna, sızıntısına- tahliyesine bakacak olursan, Sivas'a yetecek kadar da, bir su değildi...
...
Biz, o yıllarda belki kalite nedir bilmezdik, ama çoğu köylerden gelen, genç öğrenciler, ağzımızın tadını da bilirdik. Bahçemize akan KEPENEK SUYU lezzetli ve tatlı idi.
Daha başka bilgisi olan arkadaşlarımız, ağabeylerimiz, kardeşlerimiz varsa, bildiklerini buraya yazmasını rica ediyorum, - ediyoruz...
Sağlık dileklerimle, Sevgilerimi ve selamlarımı iletiyorum sevgili İsmet Duran...
Sevgiyle kal, şen kel, esen kal !
Almanya, 20.01.2011
Ali İhsan Asıhan,
emmoğlu46
Alıntı
 
 
0 #1 ismet DURAN 20-01-2011 22:57
yanlış biliyorsam lütfen düzeltin.benim bildiğim gerçek kepenek suyu kantin merdiveninin altındaki çeşme.ama birbiriyle bağlantılı ise onu bilemem.
Alıntı
 

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile