Reklam

Yıldız kardeşimin Almanya'dan gönderdiği mesajı tüm mezunlarımızla paylaşıyorum...

Yildiz Akalin 09 Kasım, 01:28
Sevgili ''Sivas Öğretmen Okulu Mezunları ve Öğretmenleri''
Yarım asra yakın süre öncesine dönmek, hele aynı heyecanı, aynı duyguları yaşamak nasıl anlatılır, nasıl yazıya dökülür kolay değil. Öyle ki o dönemin delikanlı öğretmen adayları yazmayı hele okumayı, okuduklarını coşkuyla anlatmayı seven, öğrendiklerinin hakkını verecek derecede donanımı almış idiler. Biz gerçekten çok şanslıydık. Çok kaliteli, değerli ve öğretmesini bilen öğretmenlerimiz vardı. Üstelik her konuyu özgürce tatışabilirdik. Öğretmenlerimiz bizi tartışmaya yönlendirirken biz sanırdık ki dersleri kaynatıyoruz. O kaynattık dediğimiz derslerde meğer biz asıl öğrenmemiz gereken bilgileri, özgür düşüncenin değerini öğreniyormuşuz. Zamanla biz de aynı metodla öğrencilerimize daha yararlı olmadık mı?
Benim tek korkum; acaba bizim dönemimizden, yurduna, yurdunun değerlerine ihanet edenleri duymaktı. Acı çekenleri, işkence gören öğretmenleri duydukça aynı acıyı duydum. Ama hep, ''biz sağlam yetiştik. Her türlü acıyı, baskıyı göreceğimizi bilerek, o bilince sahip olarak dağılmıştık yurdun dört bir yanına. Mutlaka yediğini hazmedemeyen olduğu gibi, öğrendiğine de, bağrından kopup geldiği halkına ihanet edecekler çıkabilirdi. Ben duymadım. Duymakta istemem. Hani, okulumuza gelerek, bize sazıyla, sözüyle öğüt veren Aşık Veysel anlatmıştı: ''Aşık, senin gözün amelyatla açılır'' dediklerinde onlara şu sözleri söylemiştim; ''Hayır istemem. Ben gözlerim görmezken kendime bir dünya kurdum. Gözlerim açıldığında eğer o dünyayı göremezsem yıkılırım.'' Benimki o hesap. Ben Sivas Öğretmen Okulundan zayıf karakterliler de çıktı denmesini kabullenemem. Çok duygulandım. Ali İhsan bu kapıyı araladı, Nihat Ünsal daha da açtı. Ümit Öğretmenimin nefesini alınca eşim Hülya ile çocuklar gibi sevindik. Firet Çapar Öğretmenim'den de bir ses aldım. Ben o okulun öğrencisi olmaktan hep onur duydum.
Yazacak o kadar şey var ki . Sevgiler, Saygılar
 

Yorumlar  

 
0 #9 Dursun Işık 30-01-2015 13:16
Sevgili Yıldız.Ben Dursun Işık.Meşhur4-E li.Tesadüfen grevci, sayısız sigara-sinema ve sayın Müdür Osman Karagülle ile, Sn. Nihat beyle, sn. Ali Ümit Beyle,... bilindik kırmızı dosya hikayeleri yaşayan... ama arkadaşlıkları da oldukca tutkun ve samimi olan bir nesildik. Anlatılabilecek çok şeyler vardır. İnşallah senin demek istediğin anlamda hayırsızlar çıkmamıştır umarım. Sevgi ve selamlarımla aile efradına sağlıklı günler dilerim.
Dursun Işık Ravensburg/BW

Tel: 0751 44281 ev
0173 366 11 55 cep
Alıntı
 
 
0 #8 Hayati Mamak 12-03-2012 12:18
Nihat bey, Yıldız beyden özür diliyorum. Zaman zaman böyle hatalar yapıyoruz maalesef. Bizdede 64 lü Yaşar isminde bir kız arkadaşımız vardı. Tekrar özür diliyor saygılar sunuyorum.
Alıntı
 
 
+1 #7 Nihat ÜNSAL 12-03-2012 09:59
Hayati Bey,
Bir yanlış anlama söz konusu sanırım. Yıldız, her yönüyle dört dörtlük, üretken, dost canlısı, neşe kaynağı, bilgi pınarı, sosyal konulara duyarlı, hepsinden öte Sivas İlköğretmen Okulu sevdalısı bir" Erkek" arkadaşımız olup; Almanya'da yaşamını sürdürmektedir.
Bu vesileyle, size, Yıldız'a ve tüm ilköğretmen okulu mezunlarımıza selam, saygı ve sevgilerimi gönderiyorum.
Alıntı
 
 
0 #6 Hayati Mamak 11-03-2012 12:42
Muhterem Yıldız hanımefendi, mesajınızı ve karşılıklı mesajlarınızı okudum.Elbette duygulanmamak mümkün değil. Ben 1964 mezunuyum, 1960 sonrası mezunu yüzlerce mezunumuzu veya Sivas öğrtmenokulunda okumuş ancak başka okullardan mezun olmuş pekçok arkadaşımızı biliyorum, ve gururla ifade ediyorumki, vatana, millete, bayrağına ve mesleğine ihanet edeni duymadım. Zaten o taş binadan mezun olanların böyle bir şeyi hayal bile etmiyeceklerini biliyorum. Hepinizi sevgi ve saygı ile kucaklıyor, sağlıklı, mutlu uzun ömürler diliyorum. Hayati Mamak
Alıntı
 
 
0 #5 Abdullah Takcı 05-02-2011 16:32
Değerli arkadaşım yıldız!Her nekadar beni hatırlayıp,hatı rlamadığını, bilemiyorum ama, Yıldız diye hitap ediyorum.Bu arada tırnak içinde şunu belirteyimki senin 1967-1968 mezunu olduğunu biliyorum.Çünkü aynı sınıflarda okuduk.Ben1967-1968 mezunuyum.Demiştim ya hani , bir anım daha var .biraz zihnini yor diye… Bakalım okuyunca hatırlayacakmıs ın.Yine birgün Veli Yalçın beyin dersindeyiz.Dersimiz Eğitim sosyolojisi.İdare binasının karşısında (U biçimindeki binanın)oyun bahçesinden yana olan U nun diğer bacağındaki en üst dersane.Sen pencereye akın oturuyorsun.Aşağıyı tamamen izliyorsun.Okula geleni gideni çıkanı vsr.gözün aşağı kaymış olacakki Veli bey Yıldız diyor efendim hocam sen bir git elini yüzünü yıka sen ne olduğunu anlamadan tamam hocam(Ben öğretmene hoca ifadesini kullanmayı sevmem ancak o günün hatırasına.. olduğu gibi anlatmam için hoca yazıyorum)Sen iniyorsun aşağıya Veli Yalçın bey senin oturduğun sıranın yanına geliyor.sen iniyorsun.Kız arkadaşın orda bekliyor.konuşuyorsunuz.Veli Yalçın bey sizi takip ediyor.Sen derse geliyorsun.Yıldız !canım yıkadınmı yüzünü diyor evet efendim diyorsun.Bu da Veli yalçın ı anlatmaya yeter de artarda..İşte böyle ğretmenler eğitti bizi…. bizde bunu elimizden geldiği biçimde meslek hayatımızda öğrencilerimize aktarabildiysek ne mutlu bize..Ben kendi şahsıma bunu başardığıma eminim (Bu anımı Bodrumda yaşamakta olan Öğretmenim Veli Yalçın beyle telefonda paylaştım çok mutlu oldu.)Sevgilerimle hoşça kal……
Abdullah Takcı İzmir
Alıntı
 
 
0 #4 Nebahat Yalçın (Bayram) 25-01-2011 00:13
Yıldız Akalın selam ve sevgiler sana…Ben Abdullah Takcı.Belki hatırlamayabili rsin.Çünkü çok önde de değil çok geridede değil ortada bir öğrenci olarak devam ettik okulumuza.Ama siz maç sipikerliğiyle çok ünlüydünüz.Öğretmenlerimiz in maç sipkerliğini yapardın.(Kel osman aldı hendele(müzikçi )hendel modern memede (Memed Gülal) modern memed topu aldı… aut...daha gerisini sen devam et. canım kardeşim.Bir anımı da burda paylaşmak istiyorum.Biliyorsun okulumuzun verdiği ceketler 2 düğmeli, biz onları üç düğme yaptırırdık(yas aktı ama üç düğme modaydı.hatta bir de üç düğme lakaplı arkadaşımız vardı neyse)Sen düğmelerden hoşlanmazdın.Ceketin düğmesiz olurdu.Birgün tarih dersindeyiz öğretmenimiz Mehmet Gülal(modern memed)Sen derse geç geldin öğretmen memed Gülay hemen yıldız ! hayırdır! geç kaldın dedi, hemen arkasından ceketin düğmeleri nerde ?dedi bir sukut.. sen yerine oturdun.Başka bir gün yine tarih dersindeyiz.Memed öğretmenimiz derse geldi üç düğme ceketinin alt düğmesini üst düğme iliğine iliklemiş.Senin gözünden kaçarmı.. sen hemen hocam.. dedin ne var yıldız?Ceketini..ne olmuş cekete,,dedi ama meseleyi çaktı hiçgözünü senden ayırmadan eliyle düğmelerini düzeltiyor olum ,olum ne olmuş.. gözü karşıya bakıyor.bütün sınıf kahkaha.. hiç unutamıyorum.Senin gözünden kaçar mı ?Böylece Düğmesiz ceket fırçası Memed Gülay öğretmenimize pahalıya mal olmuştu.sevgilerimle canım.bir anım daha var onu da birdahaki sefere bırakıyorum.Veli Yalçın öğretmenimizle senin aranda … belki hatırladın.Hatırlmadıysan biraz yor zihnini… haydi hoşçakal öpüyorum ....Sağlıklı uzun ömürler.
Alıntı
 
 
0 #3 Ali İhsan Asıhan 15-12-2010 20:41
Sevgili Yıldız,
gayrı buralara da uğra...
Özledik seni...
Selamlar
emmoğlu46
Alıntı
 
 
+1 #2 Nebahat Yalçın (Bayram) 10-11-2010 23:11
Sevgili Yıldız, sitemize Hoşgeldin !
Burada, bu güzel sitede buluşacağımız içime doğmuştu... Güzel adını ben önerdim buraya. Almanya'dan gönderdiğin mesajı coşku ile okudum. Sonderece mutluyum...
"bizim dönemimizden, yurduna, yurdunun değerlerine ihanet edenleri" duymadık şükür... Tanrı, o günlere koymasın!
Sivas Öğretmen Okulundan, Yıldız Akalın Geçti... Onunla birlikte, Sivas Öğretmen Okulunda okumaktan onur duydum, duyduk... Özledik herşeyini...
" Eti de Sizin Olsun, Kemiği de!" Başlığını taşıyan anım, o yılları, hepimizi, ve capcanlı seni ve yeteneğini anlatmakta... Bir taneydin, bir tanesin.
Lütfen yaz! ...
...
Sevgiyle Öpüyorum...
Ali İhsan Asıhan.
emmoğlu46
Alıntı
 
 
-1 #1 Nebahat Yalçın (Bayram) 10-11-2010 23:11
ÖĞRETMENLER İLE ÖĞRENCİLERİN MAÇI'ını orjinal anlatan Yıldız idi...
Gün olur inşallah gene orjilalini dinleriz Yıldız'dan ... Hem bu maçı,
Hem de;
El şahanetül Mısıriya ile, El Madaratül Türkiya Maçını...
11 asil ve birkaç yedeği olan ve hepsi de ABDUL olan bir takım El şahanetül Mısırira...
( Abdul salam, Abdul Kelam, Abdul Murtaza, Abdul Muttalip, Abdul Nasır, Abdul Cafar, Abdul Kafar, Abdul Razzak, Abdul Anvar, ... daha bir çok Abdul' lu bir takım...
... Yallah - yallah lı, maşallah - maşallah lı, inşallah - inşallah lı bir maç...
....
Gerisini inşallah kendis anlatır...

Selam ve hürmetlerimi iletiyorum.
Ali İhsan Asıhan, emmoğlu46
Alıntı
 

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile